ALT YAPI ( 1 Eylul 1995)

Her hangi bir sistemin sağlıklı işleyebilmesi, alt yapısının düzenliliğine çok bağlıdır. Yerleşim merkezlerindeki düzenli veya düzensiz alt yapıları oluşturan hep biz insanlarız.

İNSAN ALT YAPISI sağlam oluşmuş ise, bu insanların ortaya çıkardığı birçok sistemin alt yapısı da saçlam olacaktır.

İnsan alt yapısı, çoğunluğu çocuklukta veya sonradan eklenen beslenmelere baçlıdır. Sağlıklı bir insan alt yapısı, sağlıklı bir vücut, bir beyin ve bir ruh beslenmesi ile sağlanır. Bu beslenmeleri her yaşta yapabiliriz ama, temelleri çocuklukta atılır. Bugünkü kişiliğimiz, çoğunlukla çocuklukta kazandığımız değerlerin bir aynasıdır. Kendiizi incelediğimizde, örneğin bazı şıyleri sevip sevmediğimiz veya çok sinirli olduğumuzu kabullenmek, hep çocukluğumuzda kazanılan program ve bağımlılıklarımızın bir eseridir. Peki, biz bu bağımlılıkları nasıl kazandık. Bu bağımlılıkları anne babadan ve çevreden görerek duyarak öğrendik. Zamanında sevsek de, sevmesek de anne veya baba olmak böyle oluyormuş diye küçük yaşta beynimize yerleşmiştir. Bu yerleşen değerler artık bizim kişiliğimizin bir parçası olmuştur. Fakat, atladığımız bir nokta var, o anne baba, bizim yetiştiğimiz yerde geçerli idi. Ama bugün, kıtalar aşarak uzak yerlerde yaşıyoruz. Avusralaya’ya uyum sağlayabilmek, daha mutlu, daha başarılı bir hayat yaşayabilmemiz, din, dil ve kültürümüzü koruyarak, eksiklerimizi gidererek, kötü alışkanlıklarımızın yerine yenilerini ekleyip kendimizi yenileyebilmemeize çok bağlıdır. Kendi alt yapımızdaki eksikleri tamamlayıp çocuklarımıza sağlıklı alt yapılar verebiliriz. Böylece, çocuklarımızın kuracağı yeni yerleşim yerlerinin alt yapıları da sağlıklı olur.

Tabiili bu değişiklikler, gecenin gündüze geçişi gibi çabuk olmaz. Örneğin; çocuk anne rahminde iken bile konuşmalrı anlar, fakat üç yaşından sonra ancak konuşmaya başlar. İnsan alışkanlıklarını değiştirmek, kolay olan bir iş değildir. Çünkü, bizi bu alışkanlıkarımız, yılların eseridir. Diğer taraftan, kimse bize zorla birşey değiştirtemez. Bunu, ancak kendimiz istersek yapabiliriz. Örneğin; burada devlet kağıt, şişe, teneke kutuların yeniden kullanılabilmesi ve çevre temizliğine ve ekonomiye yardımcı olabilmek için her ev için Recycling yeniden kullanma kutuları verdiler. Lütfen kağıtları, şişeleri çöpe atmayın diye not da gönderdiler. Eğer bizler, kağıt ve şiıeleri ayrı bir bidona koymaya üşeniyorsak, devlet ne yapsın. Hangi evin çöp bidonundan şişe ve kağıt çıkıyor diye kontrol edebilmek için ayrı bir adam mı tutsun? Eğer biz, kağıdı ve şişeyi ayrı bidona koyacak kadar üşeniyorsak, bizleri görerek yetişen çocuklarımızın sağlam bir alt yapısı oluşmasına ne kadar yardımcı oluruz. Veya bir meyve dükkanında çocuğuna tadına bakmayı gerekçe göstererek, parasını ödemeden meyve yedirten ve çocuk çöpünü nereye atacağım diye sorduğunda “tezgahın altına atıver kim görecek” diyen bir anne, çocuğunda sağlıklı bir alt yapının gelişmesine ne kadar katkıda bulunabilir. Hepimizin karşılaştığı başka bir örnek verelim: “Bu ülke çok güzel, sistem oturmuş, ama, bak bizim Türkiye’ye. Bizim ülkemizde neden burası gibi olamıyor” gibisinden iki ülke arasındaki karşılaştırmayı çok duymuşuzdur. Peki, bu ülkeyi bu kadar güzel yapan yalnız kanunları mıdır? yoksa insanların davranış alışkanlıkarı mıdır? Bu ülkenin yönetimini bize verseler, Türkiye’nin yönetimini bize verseler, Türkiye’nin yönetimi de bu insanlara verilse, 10 yıl sonra bu gelişmeler ne durmda olur acaba? Türkiye’deki yöneticileri eleştiriyorsak, bu yöneticiler başka bir dünyadan ithal mi edildi, yoksa biz mi yetiştirdik? Onun yerine içimizden yetiştirdiğimiz başka biri gelse ne kadar eleştiriler azalır? Eğer bu gini eleştirileri yapıyor, fakat gerçekçi çözümler için hiç bir gayret göstermiyorsak, gerçekçi çözümler için hiç bir gayret göstermiyorsak, gerçekten doğru bir iş mi yapmış oluyoruz? Kendi çocuklarımızı geleceğin yöneticileri olacak şekilde yetiştirebilmek için ne gibi çabalar harçıyoruz? Eğer hiç bir çaba göstermeden yalnızca eleştiri yapıyorsak, bu eleştirileri okuyanın ve yazanın ve de kendiizin harçadığı zaman ve enerjiye yazık değil mi? Eğer Türkiye’yi eleştiriyorsak buna hiç gerek yoktur. Oradaki insanlar çoğunlukla kendilerini yenileişler, birçok konuda bizlerden çok ilerdeler. Bu güzel Avustralya’da yeni gelişmeleri görerek kendiizde, küçük de olsa bazı değişiklikler yapabiliriz. Çocukarımızda da sağlam alt yapıların oluşmasında gayret gösterebiliriz. Çünkü, geleceğin yeni yerleşim yerlerini kuracak onlardır. Evet istersek yapabiliriz.

No comments: