KENDİNE SAYGI (2 Aralik 1994)

Kendine saygı duymayan, başkarından da saygı göremez. Kendimize göstereceğimiz saygı ise, düzgün giyim, güler yüz ve konuşma biçimimizle ölçülür. Düzgün giyinen biri ise başı daha bir dik ve güvenle yürür. Böyle bir görünüme sahip olan kişilerin başarı şansı da artar. Kendine saygı duyan bir kişi, duymak istemediği sözleri başkalarına söylemez.

İlk intiba dış görünüşle oluşur. Bir çok başarının altında da ilk intiba yatar. Bir yazarımızın dediği gibi “Guzel bir kıyafet iyi bir tavsiye mektubudur” Çarşıda, pazarda, ziyarette veya misafir kabul ederken traşlı, düzgün giyimli olan birinden kim şikayet edelibilir ki. Bir çok kişi tarafından dış görünüşümüzle değerlendiriliriz. Acı da olsa bu bir gerçektir. Bunu N. Hoca “Ye kürküm ye”. diyerek de dile getirmiştir. Diş görünüşüne göre değerlendirmeyi hepimiz yaparız. Örneğin; siz, sakallı, hoş olmayan giyimli, omuzları düşmüş yürüyen birine mi adres sorarsınız yoksa, düzgün, güvenli yürüyen birine mi? Elbetteki düzgün giyinene. Çünkü bu kişi sizde çok bilen duygusu oluşturmuştur. Diğer kişi de “Ne salak insanlar var dünyada, ben buranın yerlisiyim, gittiler yabancı birine adres sordular” diye yana dursun. Puanı alan düzgün giyimli olmuştur. Hafta sonu saçını taramayan anne, traş olmayan baba; ailesine, iş arkadaşlarından daha mı az saygı duyuyor. Halbuki çocuklarını ve eşini en çok hafta sonu görebiliyor. Bir kez daha tekrarlayalım. “Erkekler gözleri, kadınlar ise kulakarı ile sever”.

Güler yüzlülük de ilk intiba da puan kazandırır. Günlük yaşantımızda da büyük faydalar sağlar. Bir kısmımız, erkek çocuğa “Pişmiş kelle gibi ne sırıtıyorsun” veya kız çocuğa “Falan gibi ne gülüp duruyorsun” gibi sözlerin söylendiği ortamda yetişmiş olabilir. Güler yüzün hoş karşılanmadiğı ortamdan gelenler, gülmeyi unutmuş olabilirler. Ama çocuklarımız için kendimizi yenileyebiliriz, onlara daha güzel sözler öğretebiliriz. Öreneğin “güler yüzle tatlı dilin yapamayacağı iş yoktur” veya “Gülünce yanağında güller açıyor” gibi. Üniversitede iken sıkça gidip geldiğim bir ailede, baba anneye hep şöyle derdi. “Şartlarda ne olursa olsun, çocukların önünde yüzünden gülümsemeyi eksik etme”. Bu ailenin çocukları hep güler yüzlü ve başarılı olmuşlardır.

Tenkit ve eleştiri yerine iyiyi ve güzeli takdir ve övgü ile söze başlamak da kişinin kendine olan saygısının bir ifadesidir. Yanlışları; küçük düşürücü, onur kırıcı sözcüklerle düzeltmek yerine, anlaşılır örneklerle anlatabiliriz. Biz, karşımızdakine ne şekilde davranırsak, onlar da bize aynı şekilde cevap verir. “Ne ekersen onu biçersin” ata sözünü hatırlayalım. Tartışmaların sonunda konuşma tarzımıza göre, mutlu veya mutsuz olabiliriz. Örneğin; “Bana karşı çok büyük saygısızlık etti, bu benim hakkım değil, ben buna layık değildim” gibisinden arkadşımıza dert yanabiliriz. Veya karşımızdakilerden “çok doğru düşünmüşsün”, “haklısın” veya “iyi bir fikir, hemen uygulamaya koyalım” gibi olumlu ya da yüceltici sözler duyabiliriz. Fikirlerimizi savunurken de sesimizi yükseltmemiz bize hiç bir kazanç sağlamaz. İş yerine bilgisayar alırken amirim çok uygun bir teklifi geri çevirmişti. Nedenini sorduğumda ise “Benimle konuşrken sesini yüksetti” demişti. Ayrıca günlük konuşmalarda da yüceltici kelimeler kullanmakla da saygınlığımızı arttırabiliriz. Örneğin; kapıdan giren biri için, onu küçük düşürücü bir deyiş yerine “Iyi adam sözünün üzerine gelir” diyebiliriz. Atalarımız ne demiş? “Bana bir adım gel sana iki adım geleyim”. “Aman canım sende, biz böyle gelmiş böyle gideriz” diye boşverebilirsiniz. Unutmayın boş veren boş alır. Görünüm ve konuşmalarımıza olumlu yönde değişiklik yapmak başta zor gelebilir. Ama bir kaç defa yaptıktan sonra alışkanlık kazanırız ve hiç zor gelmez. Çocuklarımız ve yakınlarımız da bizleri örnek alabilir. Sonuç olarak, düzgün giyimli, güler yüzlü ve konuşurken karşısındakini incitmeyen bir alışkanlığa sahip olan kişi, daha çok dost ve arkadaş kazanır. Daha çok konuşabilecek kişi bulur. Yalnızlıktan kurtulur, mutlu olur. Bu bölümü de bir Göktürk ata sözü ile Kapatalım. “İnsan dışı ile karşılanır içi ile uğurlanır.”

Haftaya görüşmek üzere, Saygılarımla.


KAYNAKLAR:

DÜŞÜNCE ATLASI - Nüvit Osmay

EVERDAY WISDOM - Dr Wayne W Dyer

UNIVERSITY OF SUCCESS - Og Mandino’s;

HOW TO WIN FRIENDS & INFLUENCE PEOPLE - Dale Carnegie

No comments: